Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Mart 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

İllada Dırnahlı Ekmek Açık Ekmek..!

 

İLLADA DIRNAHLI EKMEK!…İLLADA AÇIH EKMEK!


Medeniyetin ilk tohumları hiç şüphesiz mezopotamya da
atılmıştır…Bilindiği üzere İnsan yaşamının ilk izlerinin bulunduğu
Mezopotamya Fırat ve Dicle nehirleri arasındadır. İşte bu iki nehrin
hayat sunduğu bölgede önem arzeden bir çok kentler kurulmuş ve tarihin
yazgısı buralarda şekillenmiş ve yayılmıştır.


Göbekli Tepe, Nevali Çori, Harran, Rakka, dolaylı olarak
Halep, Şam gibi yerleşkelerde yaşayan insanlar ilklerin yaşandığı,
hayata geçirildiği bir çok buluşa ve icata öncülük etmişlerdir.
Nitekim tarımın ilk yapıldığı yer Harran’dır.


Hz.Adem ile Havva anamızın cennetten kovulmasının ardından
toprağın ilk defa Harran’da işlendiği ve ilk tarımın da burada
yapıldığı kesindir.


Max Planck Enstitüsü’nün Köln’de tahıl çeşitleri üzerine
yaptıkları araştırma sonucu, tüm tahılların ana vatanının
Karacadağ’ın etekleri olduğu ve günümüzde de yabani buğdayın halen bu
bölgede varolduğuna işaret etmektedir.


Harran,Hz.Adem’den günümüze kadar tahılı öğütüp una
çeviren ve sonrasında da onu hamura dönüştüren ve ateşle buluşturan
sofralarımızın baş tacı olan ekmeği bize sunan bir coğrafyadadır. İlk
defa arpa , sonrasında ise buğdayla yapılan ekmeğin, sofralarımıza M.Ö
3000 li yıllarda sunulduğu tahmin edilmektedir.


İşte o yıllardan başlayıp gelen ekmek kültürü kazanç
manası taşıyan “ EKMEK PARASI” Deyimi ve ekmek türleri, ekmeğin kültürümüzdeki öncülüğünü ve önemini belirtmektedir….


Harran denilince akla hemen Urfa gelir. Nitekim Urfa,
Göbekli Tepe kazılarının verilerine göre 11500 yıllık bir geçmişe
sahiptir. Bu nedenle ilk ekmeğin yapıldığı yer Urfa denilebilir. Ekmek
daha sonralarıAnadolu’nun içlerine yayılmış, farklı şekillere ve
pişirme tekniklerine göre zenginlik arz etmiştir. Ekmek, eski Türkçede
“etmek” hatta osmanlıca da dahi “etmek” olarak yazıldığı ancak “ekmek”
şeklinde telafuz edildiği kaynaklarca sabittir.


Kültürümüzde ekmeğin çok farklı pişirme yöntemleri vardır.
Fırın ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği gibi..
Ilk olarak fırında ve sacda pişirilen ekmekler,
ekmeğin ana yurdu olan Urfada görülen çeşitlerdendir…Sac ekmeği
asırlardan beri kırsal kesimlerde ve Urfa merkezinde yapılan bir yufka
ekmek çeşididir.


Yemek kültürümüzün bir sonucu olarak “DIRMIK” Ya da
şimdiki söyleniş biçimi ile “Dürüm” Tamamen Urfa’ya has bir yeme
şeklidir. Urfalı’lar yüzyıllar öncesinden azığını, yani katığını bu
yufka sac ekmeğine ustaca sarar, onu sofra başında, bazen işyerinde,
bazen dağda bayırda, bazen de otlattığı koyunlarının başında
dinlenirken yerdi.


Urfalı’lar bu geleneklerini halen devam
ettirmektedirler. Öyle ki, dırmik sözcüğü, bu gün bile insanların
yediği yemek mikdarına ölçü tututlmuştur. “ Ne yıdıh ki! Altı üstü bi
dırmik”…”Hele gel otır lo! Bir dirmik de sen yı!” “ O uşağa da bi
dırmik yapın yısın!..” Ha bı var ya ha bı! Bi otırışta üç dırmik yır!”
Gibi söylemler o kişinin yediği yemek mikdarını da beilrler. Hatta
Urfa’da belirli adlarla tanımlanan “Dırmik Çeşitleri” vardır.

“Pendır
Dırmigi”, “Fırenk Dırmigi”, “Lolaz Dırmigi”, Ciger Dırmigi”, Hevla
Dırmigi”,Balcan Kavırması Dırmigi”…Gibi…İşte bütün bunlar Urfa’da sac
ekmeğinin ne kadar eski ve derin bir kültür ögesi olduğunun ıspatıdır.
Urfa’da “Fırın Ekmeği” nin de çok eski bir geçmişi
vardır.


Fırınlar onyedinci yüzyılın sonlarında Urfa’da bilhassa esnaf
kesiminin yoğun olduğu çarşılarda kurulmaya başlanmış 1800 yıllarının
ortalarına doğru ise bazı kalabalık mahalllelerde bu fırınların hizmet
verdiği görülmüştür. 1942- 1946 yılları arasında ekmeğin karneye
bağlandığını biliyoruz…O yıllarda Urfa’da, çarşı fırınları bu yükü
omuzlamış ve halka hizmet vermiştir…


Fırın ekmeğine geçişten sonradır ki bu fırınların
çarşılarda faaliyet göstermesinden dolayı buradan çıkan ekmeklere Urfa
Halkı “Çarşı Ekmeği” adını vermiştir.

Ev hanımları ve çocuklar zaman
zaman evde her zaman hazır bulunan sac ekmeğine alternatif olarak,
taze olması hesabıyla, kocalarından, babalarından “ Acığ ahşama
gelende uşahlara çarşı ekmegı” Getir demelerinin temelinde bu
fırınların önceleri çarşı esnafı için açıldığını göstermektedir.
Çok ilginçtir…O vakitler, esnaf bu fırınlardan çıkan taze
mayalı tırnaklı ekmekle yediği yemeklere isimler koymuştur.
Örneğin: “Pendır Ekmek”…Hevla Ekmek”…Yuğırt Ekımek”.. “ Soğan Ekmek”..
Bekmez Ekmek”…”Llolaz Ekmek”…Gibi…


Ayrıca bu fırınlardan bir de Urfa Dilinde “Açık Ekmek”
Denilen, uzunluğu 60, 70 cm. genişliği ise 25, 30 cm olan sac
ekmeğinden azıcık kalın olan mayasız bir ekmek yapılır ki; o zamanki
esnaflar bu ekmeklerle de “Dırmik” türü yemekleri yerken tüketirlerdi…
Çarşı fırınlarında esnaflar yemeklerini de
pişirtirlerdi…


Bunların başında “Çömlek”…”Darahlık”… “Ölı Balcan”
Teneke tepsılerde, Patlıcanlı “Tepsı Kebabı”… “Kıymalı Ekmek”…(
Lahmacun) Gibi…
Çarşı Fırınlarının, yukarıda belirtiğim gibi 1800
yıllarının başlarından itibaren kalabalık mahallere de girmesi ile ev
hanımları bu saydığımız yemek türlerini daha da çeşitlendirerek
fırınlarda pişirilmesini tercih etmeye başlamışlardır.
Mahallelerdeki bu fırınlardan ekmek almak bir
zamanlara kadar ayıp ya da fakirlikten sayılırdı.


Çarşı ekmeği yiyen
ailelere komşuları, “Anam! Allah yardım etsın! Evde zehreleri kalmamış
ki ekmegı çarşıdan yiyiler!” Diye söz ederlermiş..(Kınama, Dedikodu).
Urfalı Hanımlar çarşı fırınlarının ayaklarına kadar
gelmesi ile birlikte çörek çeşitlerine de yönelmişlerdir…1919-20 li
yıllarda Fransız Harbinde aylarca bayatlamadan kalabilen “ Külünçe”,
“Behsımet” (peksimet) adı altında ekşi hamurdan yapılmış çörekler ve
bir de tophana denilen yuvarlak somuna benzeyen ekmek çeşidini
sofralarına katmışlardır.


1930 lı yıllarda, fırıncılar, henüz dişi çıkmamış
çocuklar, dişsiz kalmış yaşlılar ve hazmı gayet kolay olduğu için
nohut mayasından yapılan “Haşhaş Kehke” yi keşfetmişler.… Ramazan
aylarında ise kız çocuklarını oruca özendirmek maksadı ile “Çanta”,
“Ay”, “Yıldız”, “Ördek” …Erkek çocuklarına ise “Dabança” şeklinde
hamurdan yapılmış, “İftariyelik” Adı altında çörekler yapmaya
başlamışlardır…


Evin büyükleri henüz yeni oruca başlamış minikleri
özendirmek, onları sevindirmek amacı ile iftardan önce bu çeşnilerden
alır onlara hediye ederlerdi. Fırıncı çırakları iftara yakın saatlerde
bu çörekleri sokak sokak dolanarak belirli bir makamla bağırıp
satarlardı..


Yazılacak o kadar çok şey var ki ; Çarşı Fırını, Dırnahlı
Ekmek, Açıh Ekmek Üzerine…
Ben bu günlük bu kadarla yetimeliyim diyor ve sizlere veda
etmek istiyorum.


İşte size Urfa’da fırının tarihçesi…İşte size, halen
severek yediğimiz “Dırnahlı Ekmek”… “ Açıh Ekmek”ğin geçmişi…” Haşhaş
Kehke” nin “Külünçe”nin..”Behsımet”in …öyküsü…”Kıymalı
Ekmek”in..”Çölmeg”in… “Darahlığ”ın (daraxlıx)…”Tepsı Kebabı”nın dünü…
Evet!...Son olarak, ekmek ve fırın kültürümüze ışık tutan
ve bana ait dizelerle sizlere veda etmek istiyorum..


“İFTARYELİK SATARLARDI, ÇANTALAR, DABANÇALAR,
ÇEŞİTLERİ PEK ÇOKTU, AYLAR, YILDIZLAR, KAZLAR.”
*****
“YASİN USTA PİŞİRİRDİ, FIRINDA BEHSIMETI,
HAŞHAŞ KEHKE YİYENLERİN ARTAR İDİ KISMETİ”.
VEEEE!
“DOYUMSUZ BİR LEZZETTİ, LOLAZ EKMEK HAZIR YEMEK,
ÖNÜNDEN GEÇER İKEN MÜMKÜNMÜYDÜ YEMEMEK”…
“KÜLTÜR VE SANAT YAĞMURLARI ALTINDA ISLANMANIZ DİLEĞİYLE” USTA..krkçğl…

Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2016 15:04

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Yorumlar

Bu Habere Toplam 2 Yorum Eklenmiştir.

Dırnahlı ille de dırnahlı Osman Ataman BİNER

Eşşeğin aklına karpuz kapuğu düşirdi Fuat.Ben şimdi ne halt edeyim Edirne'de.Yapilar,yapilar da helevet,dad duz yoh!Bi de siye kardaş tavsiyesi,yimedise sıcah dırnahlıdan dondurmayı dene,dünya gözünden!
19/05/2016 18:49

kulunce mehmet

su meydaninda ki firinci yasin usta pisirirdi ki,,He Babo he,,nerde eski gunler,,nerde eski urfa,,,
15/05/2016 04:53

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  19 Mart 2024