Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  20 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

URFA HAC KAPILARI

 

Bundan birkaç yıl önce, Gümrük Hanında bulunan Rehavi Sanat evinde oturmuş kitap karıştırıyordum, o an da içeriye birkaç turist girdi.

Çat pat İngilizcemle;

Nereli olduklarını, Şanlıurfa’yı nasıl bulduklarını sormaya kalmadan,

içlerinden en gençi gayet düzgün bir Türkçeyle bana karşılık verince,

o an da meşhur Tarzanca İngilizcemden vazgeçip sohbete; “baba dilimle” devam ettim.

(İçinizde birçoğunuz yine bir babalık yapmışsın diyordur herhalde …olsun!)

Ne yapayım yani…konuştuğum dil ana değil baba dilimse, suç bende mi yani?

Neyse…

Delikanlı;

“yanındakilerin anne ve babası olduklarını, Kanada’da yaşadıklarını” söyleyince;

Ben de kendisine:

Peki, siz Türkçeyi bu kadar düzgünbir şekilde konuşmayı nereden öğrendiniz? Deyince…

Üç yıldır Nevşehir bağlı Avanos ilçesinde yaşıyorum,

çanak/çömlek yapmayı öğrenmek için Türkiye’ye geldim burada yaşıyorum.

-Peki, burada yaşamak sizin için zor olmadı mı?

-Hayır, bilakis seve seve ve eğlenerek bu işi öğreniyorum,

burada yaşamaktan da son derece memnunum.

-Peki, Urfa’yı gezdiniz mi, nasıl buldunuz?

-Urfa mı?

Evet. Çok mistik bir şehir,

İnsanı cezbeden bir yanı var,

burada herkes çok samimi ve cana yakın,

kısacası burası da Kapadokya gibi harika bir yer.

Sanatçı biri olduğunu öğrenince ben de kendisine,

fotoğraf çektiğimi,

resim yaptığımı,

kısacası sanatla ilgilendiğimi söyledim, memnuniyeti bir kat daha arttı bu gencin anne ve babasının.

“Çekmiş olduğun fotoğrafları görebilir miyim?“ deyince,

bir deste fotoğrafı ellerine tutuşturdum,

içersinden birkaç tanesini beğendiklerini, bunları “satın alıp-alamayacaklarını sordular.

Bende;

“Hayır, satmıyorum ama size hediye edebilirim” dedim.

Onlar da ısrarla, az da olsa bir ücret vermek istediklerini söyleyince tamam dedim ve ufak bi çıralık aldım.

Fotoğraflardan biri Urfa Sokağı, diğeri ise bir Hac kapısıydı.

Hac kapıları hakkında biraz bilgi alabilir miyiz deyince başladım bildiklerimi anlatmaya:

Hac kapıları genellikle cümle kapısının (dış kapı) sağ- sol ve üst duvarına yapılan sizin kültürünüze uyarlayacak olursak bir nevi ikondur.

(daha kolay olayı kavramaları için bu ifadeyi kullandım)

Aslına bakarsanız bu hac kapı resimleri,

kutsal mekânların dışına taşınmasının belki de ilk örneğidir.

Bu çalışmalara;

“Hac kapısı” diyeceğimiz gibi

“Haç kapısı” da dememiz de mümkün çünkü burada yüzyıllar boyu, Hıristiyanlarla Müslümanlar, bir arada yaşadılar.

Her ne kadar bu geleneğin kimden kime geçtiği belli olmasa da büyük bir ihtimalle Hıristiyanlardan Müslümanlara geçmiş olması muhtemeldir.

Çünküsüne gelince;

18.yy başlarında Urfa’yı gezen Avrupalı bir seyyah daha o zamanlar, Urfa’da bir “Haç kapısının” resmini gravürünü çizmiş, yani bir Hıristiyan evinin kapı motiflerini gravüre etmiştir.

Kapıda ki motifler çok uzun zaman süresince de değişmemiş,

günümüzdeki Müslüman hac kapılarıyla neredeyse bire bir örtüşmektedir.

Hıristiyanlarda, yüz yılardır Kudüs’e gidip-geldikten sonra hacı oluyorlardı,

onlarda, kapılarına bu tarz süslemeler yaparak hacı olduklarını dindaşlarına bi şekilde bu şekilde gösteriyorlardı.

Neyse tekrar konumuza dönelim.

Bu sanatı ikondan farklı kılan motiflerin, daha çok bitkilerden oluşması,

tabi dikkat ederseniz burada kutsal figürler, göz ardı edilmiş değildir.

Mesela;

Mekke, Medine resimlerinin yanı sıra, Kuran’dan ayetler, pasajlar,

Ortadoğu mistizmini anlatan ve yansıtan cennet ve cehennem ile ilgili figürleri de kapının sağına soluna resmedilirdi.

En çok kullanılan motifler de Selvi ağacı, çiçek, gül, sümbül vs.

Nadiren de olsa;

nar ağacı, elma ağacı, zakkum ağacı ve yılan motifleri de bulunurdu.

Dikkat edilecek olursanız, bu motifler Âdem ve Havva annemizin cennetteyken yakınında olan figürler, yani yabancı olmadıkları figürler, bunların resmedilmesi insanoğlunun dünya ile ahret arasında bir bağ oluşturması, ilk geldiği yeri hatırlaması için önemli sayılır.

Bazen tılsımı çağrıştıran ve tılsımı ifade eden, (kapının herhangi bir yerine asılan)

At nalı,

kafatası,

ayakkabı,

Şap,

nazar boncuğu,

geyik boynuzu vs. materyallerne de Urfa evlerinin iç ve dışın de rastlamak mümkündü.

Çok az örnekleri de olsa, bazı evlerin ve bazı camilerin duvarlarına gömülen (monte edilen) porselen tabakların da ev sahibinin ve o şehrin sofrasının “Halil İbrahim sofrası” gibi bereketli ve herkese açık olduğunun bir ifadesiydi.

Bazı özel durumlarda ev sahibinin isteğine bağlı olarak, Urfa’da ki hac kapılarının bazılarında, Halilurrahman, (Balıklı göl)

Mevlidihalil ve Ulu Camii de yer yer resmedilirdi,

çünkü Urfalılara göre şehirleri de;

Mekke, Medine, Kudüs’ten sonra, onlar için dördüncü kutsal şehir sayılırdı.

Böyle bir bilinç altı var bizim burada yaşayan insanlarda...

Saray gibi evlerin cümle kapıların da,

“kapı içinde kapı” olması, (enikli kapı) oymalı ve süslemeli olması,

kapı tokmaklarının zengin çeşitliliği,

kapının sağında ve solunda soluk taşlarının bulunması da eşsiz bir zenginliğin gözle görünen güzellikleridir.

Yine…

…………………………………….

Ben bunları anlatırken delikanlının annesi heyecanla sözlerimi kesti:

-Peki Resimde ki bu ev, İbrahim peygamberin ev mi? Deyince;

-Hayır! Toplumda özelliklede varlıklı olan insanlar;

“kapısına bu süslemeleri yaptırırlar, yukarıda da bahsettiğim gibi bu tavır, o kişinin Hacca gidip-geldiğinin bir nevi resmi kanıtıdır”

Buranın İbrahim peygambere ait olması mümkün değil

çünkü İbrahim peygamberin yaşadığı çağla

şimdiki çağ arasında, neredeyse dört bin yıla yakın bir zaman aralığı vardır.

İşte Turistleri böylesine heyecanlandıran,

“Hac kapısı” geleneği

ne yazık ki günümüzde artık tamamen ortadan kalkmış, ya da iyiden iyiye unutulmaya yüz tutmuş duruma gelmiştir.

Bu gelenek daha önceleri kök boya ile yapılırken,

sonrasında toz boya olarak uygulandı,

Seksen sonrasında basitleşip tenekeleşti,

günümüzde ise tamamen dijitalleşmiş durumda,

tabi bu gelişme sanattan ve estetikten yoksun bir şekilde çok az da olsa devam etmekte.

Bu güzel geleneğimizi sürdürmek için,

Belediyemizin,

Vilayetin,

Kültür ve Sanatla uğraşan Kurum ve kuruluşlarımızın belirleyeceği, tarihi bir sokağa ve oradaki kapılara motifler uygulanarak, geçmişin nostaljisi pekâlâ yaşatılabilir.

Bi kaç örnek denediler ama pek de başarılı oldukları söylenemez.

Bu “Hac kapıları” hakkında tanıtıcı levhalar çakılabilir.

Sanırım bunu yapmak çok zor değil.

Öyle çok bir masrafta gerektiren bir iş ve çalışma da değil.

Eminim bu kapılar, yerli ve yabancı konukların da ilgisini çok çekecek,

bizleri bile çok farklı duygularla eski günlerdeki gibi bir yolculuğa çıkartacaktır.

Son birkaç yıldır DEDAŞ’ın trafo binalarını boyayıp, daha estetik hale getirmeye çalışan büyüklerimiz, böyle bir çalışmayı da pek ala yapabilirler.

Böyle bir çalışma yapanlar inanın “Hac” sevabı kazanır.

Biz Urfalıların bir duası var:

“Allah siye hecci nasip ede”

böyle bir çalışma yapanı ve yaptıranı da;

“Allah heccine nasip ede!” daha başka ne diyelim.

Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2017 09:22

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  20 Nisan 2024