|
SOSYAL SALGIN 1
Teknolojinin ilerleyip hayatımızdaki rahatlıkların artmasıyla birlikte kendimize öyle çok boş zaman yaratmışız ki neredeyse telefonla uyuyup telefonla uyanıyoruz. İfade abartılı olmadı değil mi? Çünkü birçoğumuzun telefonu yastığının altındadır. Ancak ne yazık ki bu telefon çılgınlığı nedense hep gençlerin ipe sapa gelmez istekleriymiş ya da sorumsuzluklarıymış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ancak yetişkinler bu durumu öyle olağan hale getirmeye başladılar ki ilk başta, ipin ucunu kaçırdılar ondan sonra da meşhur çevre edebiyatı başladı yok arkadaşından gördü de yok herkes çocuğuna almış da yok başa çıkamıyorlarmış da…
Hepimiz şikâyetçiyiz ancak yine her zaman olduğu gibi sürekli sorunu gündemde tutarak onu aşılamaz bir hale getiriyoruz. Konuşa konuşa sonunda bir de bakıyoruz ki yetişkinler de akıllı telefonların esiri olmuş.
Anne ya da baba bir taraftan çocuğunun bu bağımlılığını engellemeye çalışırken diğer taraftan akıllı telefonlarına yeni uygulamalar yüklemekle uğraşıyor.
Yani bu sorun, gençliği tehdit eden bir sorun olmaktan çoktan çıkmış insanlık tehdit altındadır.
Ak saçlı nineler bile çeşitli uygulamalarda sabah akşam mesajlaşıyorlar. Ninem sen ununu elemişsin eleğini asmışsın anladık da bari çoluğun çocuğun günahına girme. En uzun mesaj cümlesi üç kelimeyi geçmiyor. Çocuklarımız yazı yazmayı unuttular. Bazen yazılarını kontrol ediyorum da öğrencilerin bazıları yazı yazarken artık sesli harfleri kullanmıyor. Neden mi? Sosyal medya kültürü yüzünden.
Duygularını ifade edemiyorlar. Neden mi? Yine sosyal medya kültürü sağ olsun. İki nokta işaretinin yanına kapalı bir parantez çok mutluyum iken parantezi ters çevirdiğin zaman da üzgünüm oluveriyor anında.
Özel hayat diye bir şey kalmamış, mahremiyet diye bir şey kalmamış. Kim nerede, kiminle, ne yemiş ne içmiş, fotoğraflarıyla birlikte yayınlanıyor anında.
Eskiden pijamayla sokağa çıkmayı bırak camdan dışarı bakılsa kıyametler kopar, insanlar tarafından kınanırdı.
Şimdi hafta sonu sabahlarının en alışıldık manzaraları, eşlerin birbirlerine hazırladıkları kahvaltı masaları, buraya kadar hadi neyse ama adamlar hala pijamalı. Edep Ya Hu!
Ya şu çekilen kısa videolardaki küstahlıklara ne demeli. Gençlik artık ne çılgınlık bulsak da tıklansak diye kafa yoruyor. Çocuklarımız kendilerini öyle bir kaptırmışlar ki videolardaki küfürlü konuşmalara büyük küçük demeden her ortamda kullanıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi bu iğrençlikleri en iyi taklit yapan payeleniyor.
Bazı eğitimcilerin öğrencilerine dair yayınladıkları uygunsuz fotoğraflardan da gına geldi artık. Sınıf ortamının bir disiplini vardır bildiğimiz. O gün bir baktım bir öğretmen arkadaş, fütursuzca yerlere serilmiş sınıfın ortasında çocuklarla beraber. Öz çekim yaparken de şekilden şekle germiş. En kötüsü de ne biliyor musunuz çocuğun biri de arkadan kulak işareti yapmış! Neymiş efendim özgür ortam, özgür ruh. Şimdi, ana babalardan izinsiz yayınladığınız çocukların fotoğraflarına mı yanarsınız yoksa yerlerde debelenen bir öğretmenin öğrenci karşısındaki saygınlığının yerlerde sürünmesine mi yanarsınız.
Herkes acından ölüyor, onlardan başka kimse yemek yemiyor gibi bir de yemek grupları var. Ya Allah aşkına, hastası var, çocuğu var, özel olan nice durumlar var bu paylaşımlar artık amacını aşmış görgüsüzlüğe doğru yolu yarılamıştır.
Azı karar fazlası zarar düşüncesiyle ve edebine uygun hareket ettiğimiz zaman bu sosyal paylaşım alanlarını çok faydalı bir şekilde kullanabiliyoruz.
Her hususta olduğu gibi bu hususla ilgili olarak da çocuklarımıza ve gençlerimize doğruyu öğütleyebilmemiz için evvela biz yetişkinlerin kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Genel hatlarıyla dikkat çekmek istediğimiz hızla yayılan bu hastalığın çocuklarda ve yetişkinlerde meydana getirdiği psikolojik sorunlara değineceğimiz diğer yazımızda buluşmak dileğiyle
Sevgi ve huzurla kalın…
|
Günün Haberleri