|
Yerel seçimlerin bu yılın Mart ayında yapılacak olmasından dolayı, neredeyse üç aydır, aday adaylarıyla yatıp, aday adaylarıyla kalkıyoruz.
Urfa’nın Büyükşehir olması sonrasın da, üç adet daha nur top ilçemiz oldu.
Urfa da en fazla merak edilende, bu üç yeni ilçenin, Başkan adaylarının kim ve kimler olacağı.
Başta yerel basınımız olmak üzere her gün bu ilçelerle ilgili yalan, yanlış haberler yumurtlayan gazeteci, köşe yazarı arkadaşlar, vatandaş üzerinde, bir çeşit mahalle baskısı uygulamaktadırlar.
Tabi bu işte fazlaca alıdolaplar dönünce, işin içine rant girince, bizim yerel basınımız olayları kümülatiften çıkarıp, çoğu zaman tekil şahıslara indirgiyor ve oradan da istediği şekilde aday nezdinde, vatandaş üzerinde, at oynatıyor pardon kalem oynatıyor.
Onun içindir ki, bu süreç, fazlasıyla spekülasyonlara açık hale gelmiş, kaba bir tabirle “at izi it izine” karışmıştır.
Tanıtım afişlerine bakacak olursanız, her bir aday, bir yerlerden birer slogan aşırmış görünüyor.
Hele bir de yan profilden, tabanca zoruyla gülümsetilmiş, on numara bir fotoğraf ta çekildi mi, değmeyin gitsin, afiş artık vatandaşın huzurundadır.
Çekilen fotoğraflara verilen pozlara bakınca hepsinin tek bir merkezden çıkmış gibi olduğunu göreceksiniz.
Mesela, mevcut Belediye Başkanımız Ahmet Eşref Fakıbaba’nın o meşhur parmaklı fotoğrafını bilirsiniz.
O fotoğrafı çeken şahıs, aynı pozu şu anda AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Sayın Celalettin Güvenç’in üzerinde de uygulamış.
Ak Parti adayı Celalettin Bey de, parmak figürünü tanıtım afişlerinin bir kısmında kullanıyor.
Her iki fotoğraf da; kime, neye, işaret ettikleri, pek anlaşılmasa da, ortada vatandaşa gösterilen bir parmak var.
Tabi bir el de beş parmak var, vatandaşa gösterilen parmak çok önemli.
Çok dikkat etmememe rağmen, sanırım her ikisi de aynı eli ve aynı parmakları kullanmış.
On numara bir bakışla, seçmeni parmakla etkileyen çok güzel pozlar vermişler.
Bu fotoğrafları çeken arkadaş çok usta biri olmalı ki, her ikisini de böylesine bir paralellik içersinde ve aynı kurnazlık içgüdüsüyle, aynı pozu verdirmeyi başarmış.
Bu parmak pozlarını, böylesine profesyonelce kurgulayan ajansçı fotoğrafçı arkadaş karşılığını, kat be kat almış olmalıdır.
Gelelim dikkat çekici bir başka afişe ve siyasi slogana…
Ha az kalsın unutacaktım, geçen ağzı epey laf yapan ve Cep Telefonlarımıza attığı mesajlarla bizi mesaj manyağına çeviren, bir adayımız, ulusal çapta yerel Televizyonlarımızın birinde bas bas bağırıyor:
“Ne bu yavvv… Vali bey bütün billboardları tutmuş, köşe başlarını tutmuş, her yeri afişlerle donatmış, bizim afiş asacak bir yerimiz bile yok! Bu değirmenin suyu nereden geliyor” diye soruyor.
Siyaset yapanlar, yapacak olanlar, halı hazırda yapanlar, her zaman değirmenlerine su bulurlar çünkü onlarını değirmenine su taşıyan ibrikçiler, her zaman ama her zaman bulunur.
Hem bu ibrikçiler, bu işi seve seve yapıyorlar-yaparlar.
Çünkü sonrasın da; kuyudan pay sahibi olacaklarını bildikleri için, bu işi canı gönülden yapıyorlar.
Heee….Afiş ve slogan diyordum.
Geçenlerde, eski hal pazarının orada kocaman bir afiş rastladım:
“Sen siye gel Urfalı!”
Hopalaaaa…
Bu “sen siye gel” de nereden çıktı.
Arkadaşımız, seçmen kitlesine anlayacağı dilden sesleniyor.
“Sen siye gel, yoksa ben gelirsem seni siye getirrem!” demeye getiriyor.
Bunu söyleyen kim?
Bir hukukçu ağabeyimiz, bir partiden Büyükşehir adayı.
Hemşerilerini, kendi şehrinin, lisanı hali ile bir güzel uyarıyor:
“Sen siye gel, yoksa ben biye gelirem!” demekte…
Ya da; “sen siye gel yoksa ben seni siye getirmesini bilirem ha…” demeye getiriyor.
“Buradayım ha, gözüm üzeriyiz de, sakın sandığa giderken yanlış yapmayın, sız sıze gelin, yoksa bız bıze, yüz yüze, geliriğ ha…”demeye getiriyor anlayacağınız.
Vatandaşın anladığı dilden slogan üreten bu öz be öz, Urfalı hemşerimiz, sadece şehir merkezinde ikamet eden ve cümle içinde “siye biye” kelimelerini kullanan seçmenlerden mi oy istiyor, yoksa genelinden mi istiyor, pek anlaşılmıyor.
Şimdi Urfada yaşayan bir yabancı veya Urfa’nın herhangi bir ilçesinden bir vatandaş çıkıp dese ki:
“Sen siye gel Urfalı” demekle bu adayımız acep ne demek istiyor, bu adam herhalde beni kastetmiyor çünkü ben cümle içinde; “biye, siye” kelimelerini kullanmıyorum, o zaman ben bu adaya oy vermeyeyim… “Ya da bir kesim çıkıp:
“Bu ağabeyimiz, isotçu olanlardan oy istiyor çünkü onlar en fazla “biye, siye” kelimesini kullanır dese, acaba adayımız nasıl karşılar?
Bana kalsa bu slogan, çok da sevimli bir slogan değil.
Sanki “aba altından sopa göstermek” gibi geliyor bana…
Hafif de olsa bir tehdit algısı oluşturuyor insanların kafasında…
“Sen siye gel Urfalı, beni ora getirme” gibisinden…
Ama ne de olsa arkadaş hukukçu, konuya bizden daha çok avukat, hâkim…
|
Günün Haberleri