27 Mayıs 2018 12:41

Muhammediye Gülü Azalıyor mu?

Muhammediye Gülü Azalıyor mu?



Bu gün günlerden gül reçeli, tarihlerden gül, yüzlerden “gül” ümseme eksik olmasın.

Isparta denilince herkesin aklına hemen “gül” gelir. Gül derya denizdir orada. Gülden krem, tonik, reçel, şurup, sabun evlerde, dükkanlarda yerini alır. Gül festivalleri, gül bahçeleri insana ayrı bir yaşama sevinci verir.

Urfa’da muhammediye gülü vardır. Umarım bu güller unutulmaz ve yetiştirilmeye devam eder. Öyle bir güldür ki, dokunsanız uçuverir, kokusunu mahalleye girince almaya başlarsınız, bir ruh güzelliği sarar sizi.

Gülün Peygamber Efendimiz (SAV)’i temsil etmesi ise, gül sevgiyi ifade eder. Peygamber efendimiz de Allah’ın en çok sevdiği insan olması dolayısla gülün anlamı daha da bir artar. Ayrıca efendimizin o güzel kokusu gül kokusuna benzetilir.

***

Annem senelerdir, gülleri çok sevdiğini söyler dururdu. Fakat öyle böyle değil . Güllere doymayan bir kadındır kendisi, bana der ki; kızım bahçeye gül ektiniz mi? Evet derim. Gelir bakar, bu kadar mı? Der.

Annemle bir gün Afyon’da buluştuk ailece. Giderken anneler günüydü. Kendisinin çok sevdiği kırmızı, kokulu gülleri bahçeden topladım. Suya koydum. Sabah işe giderken suyunu boşalttım. İş yerine götürdüm tekrar suya koydum. Yola çıkarken tekrar suyu döktüm. Ve nihayet gülleri anneme sağ salim götürdüm çünkü sevgi emektir. Annemin o gülleri koklayışı, o gülleri görünce sevincini anlatamam.

Bunları götürüp reçel yapacağım dedi. Yani gül aşkımız bitmiyor.

Ben de gülleri sever, kokusuna bayılırım.

Fakat bir kez daha anladım ki, öğrenmenin yaşı yok. Annem hep gül reçeli yap derdi. Ben onu bu konuda pek dinlemezdim. Geçen gün kırmızı, kokulu güllerden gül reçeli yaptım. Gül reçeli yapmanın aşamaları bile harika bir ritüel. Ya yaparken yayılan o güzel mis kokusu, gülün mayalanması anlatılmaz ancak yaşanır.

Sonra annemi aradım. –Anne sana teşekkür ederim. Beni gül reçeli ile tanıştırdın. Evde yapılan gül reçeli bir başka oluyormuş, dedim. O da anlatmaya başladı.

“Babamın sülüklü adında kocaman büyük bir yeri vardı. Bahçelerden oluşan kocaman bir yerdi. Orada bu kokulu muhammediye güllerinden yetiştirirdik. Evimizden gerçek bal, pekmez eksik olmazdı ama illa da babam bu güllerden şurup yapmamızı, reçel yapmamızı isterdi. Kocaman tenekelerle o güller koparılır sonra bir sülaleye yetecek kadar gül şurupları yapılırdı. İşte bu yüzden ben gülleri çok severim” dedi.

Orada bir kez daha durdum. Kaç yaşına gelmiştim. Annemin bu anısını ancak biraz derine inince öğrenebilidim. Ne kadar yüzeysel yaşıyoruz, oysa annemle saatlerce sohbet ettiğimi sanırdım. Daha öğrencek çok şey var.

Gül reçeli tadında bir gün dilerim.