08 Mart 2016 10:51

Okul Etkinlikleri Ve Çocuklarımız

OKUL ETKİNLİKLERİ VE ÇOCUKLARIMIZ



Eğitim ve öğretim sistemimize sadece akademik başarı açısından bakmak mümkün değildir. Çünkü bir çocuğun okul başarısı tek başına onu hayatta yeterli kılmaya kâfi değildir. Sosyal yaşamında da kendini ifade etmesi sağlanmalıdır. Bu da okul tarafından düzenlenen çeşitli etkinlik ve programlar sayesinde olmaktadır.



Bu etkinlikler genellikle okulun son dönemlerine doğru düzenlenir. Sosyal medya sayesinde bu yıl ki şölenlerin başladığını öğrendik. Her gün bir arkadaşımızın çocuğunun program videolarını izler olduk.

Çocuklarımız elbette bu sosyal ve kültürel etkinliklere katılmalı, bilgi ve becerilerini sergileyerek özgüvenini pekiştirmeli. Ne var ki son dönemde yapılan bazı etkinliklerde öğrencilerin kazanımı çok az ya da hiç düşünülmemekte. Yani etkinlikler amacından uzaklaşmaya gösterişe dayalı görsel bir şölene dönüşmekte.



Özellikle şu okuma bayramı adı altında yapılan etkinlikler gittikçe çığırından çıkıyor gibi. Her zaman ki gibi yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için açıklama yapma gereği duyuyoruz. Zaman zaman çok nitelikli, seviyeli programlar da yapılıyor ve izleyenleri hayran bırakıyor. Minicik bedenler sahnede adeta devleşiyor ve işlenen düşünceler her anlamda katılımcı öğrencilere ve izleyicilere birçok şey katıyor. Böyle program hazırlayan arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz ve kaldığımız yerden sohbetimize devam ediyoruz.



Küçücük çocuklara komik ya da yaşlarının çok üstünde kıyafetler giydirilerek, yoğun makyajlar yapılarak saçma sapan bir koreografi eşliğinde büyük bir heyecanla dans ettirilmeleri hangi eğitim anlayışına hizmet ediyor, çocuğa hangi beceriyi ya da kazanımı sağladığını merak etmemek mümkün mü?

O yaşlarda zihinlerine müthiş bir şekilde bilinçdışı kayıt depolayan yavrularımızın ne kadar olumsuz davranışları yaşamlarına kodladıklarının farkında değil misiniz?



Ağızları süt kokan miniklerimize sevgili mizansenleriyle oyunlar oynatmanın âlemi ne?



Biz çocuklarımıza “önce insan” demeyi ne zaman öğreteceğiz?



Çocuk daha o yaşlarda karşı cinsten olan arkadaşını sevgili gibi algılamaya başlarsa nasıl arkadaşlıklar, dostluklar kuracak onlarla?



Kendi benliğimizden uzaklaştıran hatta bazen sıra arkadaşını farkında olmadan ötekileştiren etkinlikler yerine kültürümüzü, manevi değerlerimizi, sağlıklı iletişim kurma yollarını, hoşgörüyü, esnekliği, koşulsuz sevebilmeyi, duygudaşlık kurabilmeyi, barış içinde yaşamayı öğreten etkinlikler yaptırılması geleceğimize bir şeyler katma görevimizi yerine getirmemizi sağlamaz mı?



Yıllardır böyle programlara katılıyoruz. Üç beş örnek hariç çocuklarımız önlük giyip doktor oluyor, ellerine bir çanta alıp tamirci, baret takınca da mühendis oluyor ve yıllardır aynı şiirler okutuluyor ve aynı konuşmalar yaptırılıyor. Çocukların kıyafetlerine, makyajlarına yığınla zaman ayıran ilgililer bunun yerine çocukların ve kendilerinin yaratıcılıklarını kullanarak kim bilir ne kadar harika düşünceler bulup uygulayabilirler aslında.



Bu etkinliklerde giydirilen ondan sonra dolaplara kaldırılan kıyafetlerin ya da kullanılan malzemelerin veliye getirdiği maddi yükün boyutu da ayrı tabi ki. Çünkü bunları almama gibi bir lüksü yok velinin aksi halde çocuğu hemen pasifize edilip başka bir görev veriliyor. Hangi anne baba çocuğunun ağlamasına dayanabilir ki hemen ne listelenmişse alınır.

Konu oldukça hassas. Bakış açıları birbirine göre çok uç olabilir. Kimisine göre bu devirde millet uzaya tatile giderken siz hala çocukların kıyafetlerini dile getiriyorsanız bu gericiliktir. Kimisine göre de doğru bir tespittir. Görüşler ne olursa olsun hepsine saygı duymak gerekir.



Siz kendi çocuğunuza istediğinizi giydirebilirsiniz ya da söyletebilirsiniz bu sizin kendi tasarrufunuzdur, kimseyi ilgilendirmeyebilir ancak bu, bir eğitim kurumu tarafından bir etkinlik içerisinde yapılıyorsa hepimizi ilgilendirir. Çünkü o zaman hepimizin çocuğu aynı şekilde değerlendirileceği için orada durmak gerekir.



Ayrıca kendini bilen insan, bir okul müsameresine gittiği zaman oradaki çocukların nasıl süslendiğine değil beyinlerinin ne kadar dolu olduğuna bakar. Çünkü hepimizin amacı çocuklarımızı ileride her anlamda dopdolu, birikimli, saygın birer birey olarak görmektir.



Bu konuda velilerin de kendi sorumluluklarının farkına varması gerekir. Bu durum sadece programa katılan çocukları ve ailelerini değil izleyiciler arasında bulunan diğer çocukları da olumsuz etkileyebilir. Hatta bazen büyükler üzerinde bile olumsuz etki bırakabilir.



Çocuklarımızın becerilerini, bilgilerini açığa çıkaran donanımlı, nitelikli ve kimseyi taklit etmeden sadece kendisi olduğu, kendini ifade ettiği etkinliklerde buluşmak dileğiyle…

Sevgi ve huzurla kalın…