|
HASTANE BAHÇELERİNDE LOPLOPÇU REFAKATÇİLER
Mehmet SUSAM çalan cep telefonunu açar. Alo Diyerek seslenmesine gerek kalmadan. Arayan konuşmacı uzun bir öksürük nöbeti içinde olduğundan konuşamaz bir durumda olunca, az bir beklemenin ardından, arayan şahsiyet biraz soluklanınca Mehmet SUSAM numarasından tanıdığı şahsiyete – N oldu…? N oldu …? sana ölüyor musun …….. ? diyerek Karşı tarafa göndermede bulunur. Telefonun karşı tarafında olan şahsiyet - Aynen … Aynen Azrail şimdi yanımda etrafımda duruyor . ruhumu almak için gelmiş başımda bekliyor . bana şimdi senin ruhunu alamaya geldim ,diğer tarafta senin canın sıkılmaması için bana çok sevdiğin bir dostunu söyle, onunda ruhunu alayım, orda birlikte yalnız kalmayasın dedi. Benimde aklıma hemen sen geldin. Bende bu dünyada yer yüzünde, varsa ,yoksa, en iyi dostum Mehmet SUSAM diyerek, Azrail’e senin adını verdim . deyince , Mehmet SUSAM Karşı tarafın sözünü bitirmesine fırsat bırakmadan, Hemen den çıkışa geçerek -- Oğlum ben senin nerden Dostun oluyorum.? nerden çıktı bu dostluk ? Kapat, kapat telefonu. Böyle dostluk mu olur . ben seni ne tanıyorum, nede biliyorum. Hiç kimseden benim böyle bir dostluğum ne olmuş ,nede olacak . bu dostluk nerden çıktı.? Ha…! Sen . Ha Azrail….! ne haliniz varsa görün . Beni hiç ilgilendirmez diyerek , Hemen den karşı tarafın yüzüne telefonu kapatır.
Şimdi bu düşündürücü telefon görüşmesini ,gerçek hayatta hastane bahçelerinde, günümüz VANA CUCU Kabilesi üslubu. Hasta refakatçilerine uyarlasak. Mehmet SUSAM ‘IN karşı tarafın yüzüne kapattığı telefon gibi , hasta refakatçileri nede , hastane bahçelerinin kapatılması da ,yerinde sağlıklı bir karar olsa gerek. Bu şark usulü yer minderinde yan gelip yastığa dayalı uzanan. Hasta ziyaret kuralarına uymayan, gereksiz insan yığınının hastaya ,hasta sahiplerine ,doktora, sağlık personeline en ufak bir katkıları bulunmamaktadır. Hastane alanı oto park işgaline ,yemek artıkları ,İzmarit li sigara dumanı , çocuk bezleri çevre kirliliğine yol açmada. Kırsaldan gelen ziyaretçi çocukları da ,yalın ayak hastane koridorlarında dolaşıp , tüm hastalara açıkça mikrop taşımakta .Yüksek seste konuşma tonu ,yatan hastalar için huzur bozumuna dönüşmede. Bu yerleşik VANA CUCU KABİLESİ Benzerliği ,korku ve görüntü kirliliğine de sebep olmakta.
Ufak bir olumsuzlukta, uyarı, ikaz, emir dinlemeyen, VANA CUCU KABİLESİ gibi ilgili doktor veya sağlık personeline Bekleme ’siz hücuma geçen, bu lüzumsuz refakatçi yığınlarına, ,Mehmet SUSAM IN telefonu kapattığı gibi, hastane bahçeleri de kapatılmalı . Doktor bu ziyaretçilere, Hasta için birinizin böbreğine ihtiyaç vardır. veya ORGAN BAĞIŞI YAPANLAR HASTAYI ZİYERET ETSİN DESE, Doktorun sözü bitmeden Hastane bahçesinde kimse kalmaz. Bu Lüzumsuz refakatçiler, Mehmet SUSAM IN yüzüne Telefon kapattığı , Azrail için dost arayan ,ölümcül hastadan ne farkları var. Bunlar hastaya ve hasta yakınlarına , dost görünen ölümcül düşmanlardır. Bu LOPLOPÇU Hasta ziyaretçileri Ramazan ayı boyunca niye hastane bahçesinde şark usulü yer minderinde yan gelip yatmıyorlar . OĞLUSUNA HASTA OLAN YOKMU…….? Hastana bahçeleri ,eğlence , panayır ,mesire yeri değildir. Hasta yakınlarının görevi ,böylesi ziyaretçilere , konaklama , ağırlama, uğurlama hizmeti vermekte değildir.
Valimiz Sayın İzzettin KÜÇÜK , Hastaneler genel Sekreteri, Sağlık İl Müdürünü ve Sağlık Bakanı Sayın Mehmet MÜEZZİNOĞLU’NUN Bu lüzumsuz VANA CUCU KABİLESİ ÇAĞRIŞIMI YAPAN refakatçilerine Hastane Bahçe Kapılarının Kapılması için gereğinin yapmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
BAŞTA DEDİK YA ……!
HASTANE BAHÇELERİNDE
LOPLOPÇU REFAKATÇİLER……!
|